VİDEOLARI

Seyyah oldum gezdim gurbet ellerde
Kâr etti canıma yeter ayrılık
Söyleyeyim başa gelen halleri
Ölümden çok çektim beter ayrılık

Yâr beni beni
Bul beni beni
Gör beni beni
Sar beni beni

Bu aşkın ateşi sönmüyor serde
Ah çeker ağlarım gezdiğim yerde
Ben garip kalmışım gurbet ellerde
Sevdiğim gücüme gider ayrılık

Düet: Emel Taşçıoğlu

BÜLBÜLÜN GÖĞSÜ AL OLUR

Yöre: Şanlıurfa
Kaynak Kişi: Mehmet Toptan
Derleyen: Muzaffer Sarısözen

Bülbülün göğsü al olur
Gerdanda çifte hal olur
Bülbül on bir ay lal olur

Gül açılmış gül - fâma gel gel aman
Bu meclis - i irfâna gel gel aman

Bülbül daldan dala seker
Gözyaşların güle döker
Bülbül on bir ay ah çeker

Gül – fâm: 1. Gül renkli, gül gibi rengi kızıl olan. 2. İ. Kadın adı.
Hâl(f.a.i.): Vücutta oluşan ben, nokta

BAŞI PARE PARE DUMANLI DAĞLAR

Yöre: Erzincan
Kaynak Kişi: Ali Yılmaz
Derleyen: Osman Özdenkçi

Başı pare pare dumanlı dağlar
Duman eğlenir mi kar olmayınca
Bana diyorlar ki gel gönül eğle
Gönül eğlenir mi yar olmayınca

Yağma yağmur yağma üç gün ara ver
Üç günden ne çıkar beş gün ara ver
Bir nağme yazayım götür yara ver
Bahçede güllerim har olmayınca

GELDİN GEÇTİN BENİM ÖMRÜM

Yöre: Erzincan
Kaynak Kişi: Ali Atıcı
Derleyen: Yıldıray Çınar

Geldin geçtin benim ömrüm
Senin kadrini bilmedim
Bir kuş gibi uçtun ömrüm
Senin kadrini bilmedim

Satılmazsın alam seni
Bulunmazsın bulam seni
Eyvah beni eyvah beni
Ömrüm kadrini bilmedim

Seyyid Nizamoğlu ağlar
Hasretle ciğerin dağlar
Geri gelmez geçen çağlar
Ömrüm kadrini bilmedim

KÖMÜR GÖZLÜM

Yöre: Erzurum
Kaynak Kişi: Âşık Yaşar Reyhanî
Derleyen: Talip Özkan

Kömür gözlüm ateşine düşeli
Didem kan yaş döker, dilim dâd eyler
Diyarı gurbette sefil sergerdân
Bana senden başka kim imdâd eyler

Ezelden olmuşum gamlar düşkünü
Ben feleğe mihnet etmem müşkülü
Canan ne beklersin elin köşkünü
Felek bir gün vurur ya ber - bâd eyler

Sevdiğim gurbette yeter yâd oldum
Gözlerim kan ağlar dilim dâd eyler
Küçücükten gözüm açıp gördüğüm
Bana senden gayrı kim imdâd eyler

Yine rengin aldı dağın lalesi
Yıkılmış yapılmaz ömrüm kalesi
Emrah’ın çektiği aşkın belası
Ne alır canımı ne azâd eyler

Dâd(F.): 1 – Adalet, doğruluk. 2 – Bağış, vergi
Sergerdân(F.): 1 – Başı dönen, sersem. 2 – Perişan

İNCE MEMED

Söz: Anonim
Müzik: Ulaş Kurtuluş Ünlü

İnce Memed mintan giyer dar değil
Koç yiğide yaralanmak ar değil
Buralar bize yurt olacak yer değil

Kalk gidelim İnce Memed dağlara
Dağlara da değil efem mor sümbüllü bağlara

Gelin giymiş entarinin morunu
Hiç görmemiş ayrılığın zorunu
İnce Memed bir zeybeğin torunu

GÖÇ HAVASI

Yöre: Taşeli
Derleyen: Musa Eroğlu

Bahar geldi de yine hava bulanır
Göçün ucu da ak yokuşu dolanır
Üç güzel de ak çeşmeden sulanır of
Göçüp gider de yaylasına bir gelin of sürmelim

Havayidir deli gönül havayi
Alıcı kuşlar da yüksek yapar yuvayı
Türkmen kızı katarlamış mayayı of
Çekip gider de yaylasına bir gelin of sürmelim

Yöre: Burdur
Kaynak Kişi: Ahmet Yamacı
Derleyen: Muzaffer Sarısözen

Yayla yollarında yürüyüp gelir
Allı şalvarını sürüyüp gelir

Ben varmam oralıya orada duralıya
Allah nasip eylesin davullu zurnalıya
Ben varmam inekliye yoğurdu sinekliye
Allah nasip eylesin omuzu tüfekliye

Yayla yollarında menevşe açmış
Sevdiğim o güzel dağlara kaçmış

Ünnedim Ayşe diye odayı döşe diye
Ünnedim Fatma diye kaşların çatma diye
Ünnedim Güssün diye yanıma gelsin diye
Ünnedim Hatça diye kız benden kaçma diye

Yöre: Tavas – DENİZLİ
Kaynak Kişi: Zabıtçı Mehmet Oral
Derleyen: Talip Özkan

Yağar yağmur yer yaş olur
Uçan da kuşlar bidenem serhoş olur
Bade içen serhoş olur

Ah gidi baygın aygın fidanım yar olaydı
Kokulancak güzelim yar olaydı

Yağar yağmur kirsesine
Avrupa dökmüş ensesine
Ben bilirim yar sesine

Kirse: 1 – Omuz, 2 - Kilise

Yöre: İçel-Mut
Söz - Müzik: Musa Eroğlu

Şu dağların yükseğine erseler
Lale sümbül mor menevşe derseler
Bir güzeli bir çirkine verseler
Güzel ağlar çirkin güler bir zaman

Yükseğinde olur şahin yuvası
İndim enginine Afşar ovası
Kabul olur güzellerin duası
Haktan sevdiğini diler bir zaman

Vara vara vardık alma deresi
Uzak kaldı nazlı yârin arası
Artıyor geçmiyor gönül yarası
Mevlam dermanını salar bir zaman

Yöre: Giresun
Kaynak Kişi: Ahmet Başaran
Derleyen: Ümit Bekizağa

Bulut bulutun üstüne
Bulut dağların üstüne
Bulut Allahın seversen
Gitme yârimin üstüne

Aman canım elaman dersin
Bir gün olur ah edersin

Bulut gelir sekiz pare
Dördü beyaz dördü kare
Sen açtın sineme yâre
Bulunmaz derdime çare

Yöre: İzmir/ Kemalpaşa – Çınar Köyü
Kaynak Kişi: İsmail Kuloğlu
Derleyen: İsmet Egeli

Söylenir gezersin de yaban ellerde diyar ellerde
Bağdat diyarına da vardın mı turnam vardın mı turnam
Medine şehrinde Fadime anayı efendim nazlı sunayı
Makamı boyları da gördün mü turnam gördün mü turnam

Medet dergâhında da gülüm var yar yar efendim gülüm var yar yar
O dergâha yüzlerin sürdün mü turnam sürdün mü turnam
O dergâha yüzlerin sürdün mü turnam sürdün mü turnam

Tılısım erenlerin dost elinden kırkların narına durdun mu turnam
Ah yar yar dost dost medet yar yar aman

Kul Hüseyin der ki biz de varalım
Varıp dergâhına da yüzler sürelim
Canları feda edip dostu görelim
Sen de bu sırlara erdin mi turnam

Ah yar yar dost dost medet yar yar aman
Ah yar yar dost dost dost yaylalar yar yar yar
Ah cana cana dost cana cana semahı dönenler otursun şu yana

Yöre: Van
Söz - Müzik: Ahmet Poyrazoğlu

Yüce dağım yağar bana
Kar o yandan kar bu yandan
Al hançeri sinem işte
Vur o yandan vur bu yandan

Hem o yandan hem bu yandan
Vallah usandım bu candan

Evimize şivan düştü
Gör o yandan gör bu yandan
Gözüm gördü göynüm düştü
Sor o yandan sor bu yandan

Bak işte can veriyorum
Gör o yandan gör bu yandan
Mezarımın toprağını
At o yandan at bu yandan

Yöre: Denizli/ Acıpayam
Kaynak Kişi: Mehmet Ali Hüsünbeyi
Derleyen: Ulaş Kurtuluş Ünlü

Dağların başındeyim
On sekiz yaşındeyim
On iki yaştan beri
Kızların peşindeyim

Sorduydum sevdim dedin de yanına gelcem dedin
Bi yol öpem dediydim de gat’yen olmecek dedin

Dam başından taş geldi
Sırmalı yağlık boş geldi
Güzellerin yanağı
Dudağıma hoş geldi

Bu türkü TRT Repertuarındaki büyük usta Talip Özkan'ın Ahmet Erik'ten derlediği Dağların Başındayım türküsünün varyantıdır. Tarafımdan yörenin değerli sanatçısı, kıymetli büyüğüm Sayın Mehmet Ali Hüsünbeyi'nden derlenmiştir.